More Cool Stuff At POQbum.com


BURCU MANDIRACI  
 
  19 Nisan Ekomomi Haberleri 16.03.2025 22:53
   
 

TİSK:1 yılda 1 milyon kişi üretimden dışlandı

Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu'ndan (TİSK) yapılan açıklamada, bir yılda 1 milyon kişinin üretimden dışlanığı, ev kadınlarının sayısındaki yıllık artışın 578 bine ulaştığı belirtildi.


TİSK'ten yapılan yazılı açıklamada, Ocak 2008'de, Ocak 2007'ye göre çalışma çağındaki nüfusun 750 bin kişi arttığı, iş gücünün ise 219 bin kişi azaldığı ifade edilerek, iş gücüne dahil olmayanların sayısının 1 milyona kişiye yakın (969 bin kişi) arttığı kaydedildi. Ev kadınları sayısındaki yıllık artışın 578 bine ulaştığı belirtilen açıklamada, bunun üretimden dışlananların artmasında en önemli faktör olduğu değerlendirmesinde bulunuldu.

Tarımsal ekonominin zayıflaması ve kırsal kesimde ücretsiz aile işçisi olarak istihdamda yer alan kadınların, kentsel yerlere göç sonucu iş gücü dışına çıktıkları tezinin, 578 bin kişilik rakamı açıklamakta “yetersiz kaldığı savunulan açıklamada, şu görüşlere yer verildi: “Tarım kesimindeki kadın istihdamı azalışı 363 bin kişiyken, geri kalan 215 bin rakamı, soru işaretleri taşıyor. Bu durum, kadınların iş gücüne katılma oranındaki düşüşün, tarım dışı kesimde yeterli istihdam artışı sağlanamaması dolayısıyla, toplumun geniş bir kesiminde aile reisi olarak kabul edilen erkeklerin istihdama girişte öncelik kazanmasıyla ve diğer baskın 'kültürel' etkilerle bağlantılı olduğuna işaret ediyor. Örneğin 'kadının yeri evidir' zihniyetinin sonuçları da yaşanıyor.”


Açıklamada, kadınların iş gücü piyasasında sürekli alan kaybettiğinin bir diğer göstergesinin de yüksek öğrenim görmüş kadınlarda dahi iş gücüne katılma oranının bir yılda 1,4 puan azalması olduğu belirtildi.

Tarım dışı kesimde kadın istihdamının bir yılda 65 bin artarken, sanayide kadın istihdamının 25 bin kişilik kayba uğradığına dikkat çekilen açıklamada, ekonomi genelinde kadın işsizlik oranını yüzde 10,9'dan yüzde 11,2'ye yükseldiği ifade edildi.

“TEDBİRLER UYGULAMAYA KONULMALI”


Açıklamada, ayrıca genç işsizlik oranının Ocak 2007'ye göre yüzde 20,6'dan yüzde 21'e yükseldiği, kendi hesabına çalışanların sayısının 410 bin gibi yüksek ölçüde azaldığı, istihdam oranının yüzde 41,7'den yüzde 40,5'e gerilediği kaydedildi. Açıklamada, “60. Hükümet Programı Eylem Planı ile dört ay önce ilan edilen, istihdama ve çalışma hayatına dair tedbirlerin bir an önce uygulamaya konulması gerekiyor” denildi.


TİSK açıklamasında, Türkiye İstatistik Kurumu Hanehalkı İşgücü Araştırması verileriyle, Ocak 2008'de, Ocak 2007'ye göre iş gücü piyasasında yaşanan değişime ilişkin şu bilgilere yer verildi:

“-15 yaş üstü nüfusu 750 bin kişi artarken, iş gücü 219 bin kişi azaldı.
-İş gücüne dahil olmayanlar 969 bin kişi arttı. Bu artışta en önemli etki, ev kadınları sayısının 578 bin kişi büyümesi oldu.
-İş gücüne katılma oranı 1,1 puan gerileyerek yüzde 46,8'den yüzde 45,7'ye düştü.
-Kadınlarda iş gücüne katılma oranı yüzde 24'ten yüzde 22,3'e, yüksek öğrenimli kadınlarda yüzde 71'den yüzde 69,6'ya geriledi.
-İstihdam oranı ekonomi genelinde yüzde 41,7'den yüzde 40,5'e indi.
-Tarımda istihdam 527 bin kişi azalırken, tarım dışı istihdam artışının 249 binde kalması, toplam istihdamın 278 bin kişi gerilemesine yol açtı.
-Kendi hesabına çalışanların sayısı son bir yılda 410 bin kişi azaldı.
-Sanayi istihdamı bir yılda 155 bin kişi arttı, ancak sanayide kadın istihdamı 25 bin kayba uğradı.
-Kadın istihdamı ekonomi genelinde 295 bin, tarımda 363 bin azaldı. Tarım dışı kadın istihdamı sadece 65 bin artabildi.
-Kayıt dışı istihdam tarımda 583 bin, tarım dışı kesimde 457 bin kişi azaldı. Böylece ekonomi genelinde kayıt dışı istihdam 1 milyon 40 bin kişi gerileyerek yüzde 46,4'ten yüzde 41,9'a indi.
-Tarım dışı kesimdeki ücretli ve yevmiyelilerde kayıt dışı çalışanların sayısı 205 bin kişi geriledi ve kayıt dışı oranı yüzde 26,7'den yüzde 23,8'e düştü.
-İşsizlik oranı yüzde 11'den yüzde 11,3'e yükseldi, işsiz sayısı 59 bin kişi arttı.
-Kadın işsizlik oranı yüzde 10,9'dan yüzde 11,2'ye, genç işsizlik oranı yüzde 20,6'dan yüzde 21'e çıktı.
-İşsiz sayısına, iş bulma ümidi olmayanlar ile iş aramayıp çalışmaya hazır olduğunu bildirenlerin eklenmesiyle oluşan 'alternatif işsizlik tanımı'na göre işsizlik oranı Ocak 2008'de yüzde 18,4 ve işsiz sayısı 4 milyon 530 bin olarak tespit edildi.”

10 ABD’linin 9’una göre ekonomi zayıf


CİDDİ bir resesyon tehdidi ile karşı karşıya bulunan ABD’de halkın ekonomiye ilişkin görüşleri iyice kötüleşti.

Washington Post ve ABC tarafından yayınlanan son kamuoyu yoklamasına göre, her 10 ABD’liden 9’u, ekonomiye "negatif not" veriyor. Washington Post’un haberine göre, gazete ile ABC tarafından gerçekleştirilen son kamuoyu yoklaması, ABD halkının ekonomiye ilişkin görüşlerinin iyice karamsarlaştığını ortaya koydu. Her 10 ABD’liden 9’unun ekonomiye "negatif not" verdiğine dikkat çeken gazete, ankete katılanların çoğu, ekonominin "güçsüz" bir durumda olduğunu belirttiğine, bunun da son 15 yılın en yüksek oranı olduğuna dikkat çekti. Ekonomiye ilişkin negatif görüşleri olanların oranının son bir yılda 33 puan arttığına işaret edilen haberde ekonominin "güçsüz" olduğuna inananların oranının da son iki ayda 13 puan yükseldiğini, ankette bu sorunun sorulmaya başlandığı 1985 yılından bu yana meydana gelen en belirgin kötüleşmenin olduğuna işaret etti. 10-13 Nisan günlerinde gerçekleştirilen ankete göre ayrıca, her 10 ABD’liden 6’sı, önümüzdeki yıl için ekonomi konusunda karamsar olduğunu da söyledi. Bu oran, Şubat başından bu yana 7 puan arttı.
Sağlıklı ekonomi köşesi


EKONOMİ yazılarının çoğunu eskiden üç başlık altında toplardım.

1. İndi çıktı üzerine geyik muhabbetleri.

En sık ve en kolay yazılan tür budur. Hele, hele internet denilen canavar çıktıktan sonra en eski tarihi kayıtlardan, en son dakika verilerine kadar her şey el altındadır. Dolar indi, dolar çıktı; borsa indi borsa çıktı; faiz indi faiz çıktı diye dünya piyasalarından bir tur atıldı mı sayfa doldu bile. Sonuna "nakitte kal, ama fırsatı da kaçırma" gibi sade suya bir çorba servis ederseniz makale dadından yenmez vallahi. İstatistik yazıları da bu kategoriye girer. Çok şükür Türkiye İstatistik Kurumu her gün bir sonuç açıklıyor. TÜİK, Merkez Bankası veya Hazine sitelerine girip, orada yer alan son bilgileri özetlerseniz, ortaya kendiliğinden güncel bir makale çıkmış olur. Bilhassa, fiyatı çok artan kalemlerin fiyatı, o kadar artmamış olsaydı, enflasyon bu kadar yüksek çıkmazdı açıklamaları çok mantıkidir.

2.
Meslektaşlara nispet mektuplar.

Bu tür yazılarda mutlaka kafadan bir giydirme gereklidir. Mesela günümüz koşullarında "başkaları kriz çıkmaz derken, biz herkesten önce bu sütunlarda kriz çıkar demiştik" çok hoş bir girizgáh olur. Özellikle içerlediğiniz bir yazar meslektaşınız varsa, yazı yazarken onun yüzünü fotoğraf hafızanıza getirip, tuşlara basmakta yarar vardır. Malum, öfke bir hitabet sanatı olduğu kadar, bir yazı sanatıdır da. Meslektaşlara mektup yazarken, okurların anlamayacağı kısaltmaları kullanmak ve en son çıkan yabancı makalelere ve kitaplara atıfta bulunmak çok etkileyicidir.

3.
Yetkililere ve ilgililere tavsiyeler.

Bu tip yazılar daha ziyade "bürokrat-siyasetçi" ekseninde bürokrat yanlısı olarak kaleme alınır. Ben şimdiye kadar izlenecek herhangi bir ekonomik politika konusunda, siyasetçi ile bürokrat arasında bir görüş ayrılığı varsa, köşe yazarının "siyasetçi haklı, bürokrat haksız" diyenine rastlamadım. Muhtemelen de gerçek budur. Çünkü siyasetçi, toplumu değil, seçmenini; uzun vadeyi değil, gelecek seçimleri düşünür. Ama yine de bürokratların her vakada siyasetçilerden daha doğru analiz yapıp, daha doğru senteze varmış olması da mümkün değildir. Ancak sızdırma ve atlatma haber için, bürokratın kollanıp, arada bir yağlamasında yarar vardır.

* * *

Son zamanlarda, gazetelerde okuya geldiğim ekonomi yazılarına, yeni bir tür daha ilave edildiğini fark ettim. Bunlara da "brokoli yiyin, jimnastik yapın" diyen hekimlerden mülhem "Sağlıklı Ekonomi Yazıları" adını uygun buldum. Bu tür yazılarda, kimsenin karşı çıkamayacağı tavsiyeler yer almaktadır. Yazılar ister bürokrat, ister siyasetçi olsun yetkililerden "gerekli önlemleri geciktirmeden almaları" tavsiyesiyle bitirilmektedir. Bu yazılarda "bütçe denk olmalı", "büyümeden fedakárlık etmeden enflasyon düşürülmeli", "cari açığın, kırılganlık yaratmasına izin verilmemeli", "kamuda israf önlenmeli", "sanayide verimlilik arttırılmalı", "sosyal güvenlik reformu yapılmalı", "mali kesimde riskler iyi denetlenmeli", "yolsuzluğa izin verilmemeli", "siyasi gerginlikler azaltılmalı" her biri gibi altın değerinde kimsenin akıl bile edemeyeceği tavsiyeler yer almaktadır.

Reklam düştü, New York Times zarar etti

Amerika'nın üçüncü büyük gazete yayıncısı olan ve New York Times’ın (NYT) da bağlı olduğu New York Times Company, tarihindeki en kötü çeyreklerinden birini geçirerek 335 bin dolarlık zarar açıkladı.

Bütün analistlerin beklentilerinin gerisinde sonuçlar açıklayan şirket, geçen yılın ilk üç ayında 23.9 milyon dolarlık gelir açıklamıştı. Bunun gazetenin tarihindeki ilk zararı olduğu belirtiliyor. Gazetenin yılın ilk üç ayındaki toplam gelirleri yüzde 4.5 oranında düşerek 747.9 milyon dolar oldu. Reklam gelirlerinde ise, toplam yüzde 9.2’lik düşüş yaşandı. New York Times’ın reklam geliri bir yıl önceye göre mart ayında yüzde 12.5 oranında düşerken, şubatta ise yüzde 7.8 oranında azaldı. Şirket nisan ayında daha iyi sonuçlar bekliyor.

ÜÇ SEKTÖRDE İLAN DÜŞTÜ
: NYT’nin zararında, iş, otomotiv ve gayrimenkul ilanlarındaki düşüş etken oldu. Gazete sektörün genelini etkisine alan reklam düşüşünü yenmeye çalışıyor. New York Times CEO’su Janet Robinson, 2008’in ilk üç ayını "meydan okuyucu bir çeyrek" şeklinde niteleyerek, "2008, medyadaki herkes için devam eden bir meydan okumaya sahne olacak" öngörüsünde bulundu. Janet Robinson, bu yılın ilk çeyreğindeki sonuçlarını zayıf ekonominin de etkilendiğini vurguladı. Dijital satın almalara bakmaya devam ettiklerini de açıklayan Robinson, "Hissedarlarımızın değerini artırmak için dengeli portföyümüzü bugüne kadar yaptığımız gibi sürdüreceğiz" dedi.

WSJ’NİN REKABETİ: Politika ve yaşam sayfalarını genişleten günlük ekonomi gazetesi The Wall Street’in de rekabetine değinen Robinson, bu alanda kendilerinin iyi konumladıklarını belirtti. New York Times’ın hisseleri ise yüzde sekiz oranında düşerek New York Stock Exchange’de 19.42 dolar oldu. New York Times dışında, Media General de zarar açıklayan yayıncılar arasında yer aldı. Tribune Co’nun CEO’su Sam Zell, şirketin bu çeyrekte çift rakamlı reklam geliri düşüşü açıklayacağını söyledi.

ONLİNE ALANA YATIRIM: New York Times, geçen ay yüzde 20 hissesine sahip olan Harbinger Capital Partners’ın belirlediği iki direktörü yönetim kuruluna alacak. Kohlberg & Co’nun Başkanı James Kohlberg de, New York Times’ın yönetim kuruluna iki firma arasında yapılan ve yatırımcı Harbinger’in öncülük ettiği anlaşma sonrasında girecek. Yatırımcılar gazeteyi daha fazla varlığını satarak online alanda daha hızlı genişleme baskısı yapıyor.

                                               
Arsel ve Nurten Erk’e Sağlık Yönetimi Ödülü


Vehbi Koç Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi, Koç Üniversitesi Hemşirelik Yüksek Okulu ve Hemşirelik Eğitim-Araştırma Merkezi Başkanı Semahat Arsel ’Sağlığa Üstün Katkı Özel Ödülü’ne layık görüldü. ’Basın Özel Ödülü’ Hürriyet Gazetesi Ekonomi Muhabiri Nurten Erk Tosuner’e verilirken, ’Sanat Özel Ödülü’ İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Prof.Dr. Ali Rıza Kural’ın oldu. Törende konuşan Semahat Arsel, "Gençliğimden bu yana hemşirelik mesleğinin önemine inandım ve gelişmesi için çaba harcadım" dedi. Hastane Dergisi ödülleri bu yıl, Kültür Üniversitesi İşletme Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mahmut Paksoy’a, Ankara Rehabilitasyon Merkezi Hastane Müdürü Hüseyin Karabağ’a, Bayek Genel Müdürü Op.Dr.Cengiz Babacan’a, Sağlık Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Prof.Dr.Sabahattin Aydın’a, Anadolu Sağlık Merkezi Tıbbi Hizmetler Direktörü Prof. Dr. Metin Çakmakçı’ya, Dokuz Eylül Üniversitesi Hemşirelik Yüksek Okulu Hemşirelikte Yönetim Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Gülseren Kocaman’a, İstanbul Memorial Hastanesi Hemşirelik Hizmetleri Koordinatörü Azime Uslu’ya verildi.


Türkiye’ye 2 milyar dolar yatırdık, ciroda 2 milyar dolara yaklaştık


General Electric (GE) CEO’su Jeffrey Immelt, "GE’nin en iyi işçileri Türkiye’de. Yatırım için en iyi yer Türkiye. Türkiye’ye 2 milyar dolar yatırdık. Bu yıl 2 milyar dolarlık ciroya ulaşacağız" dedi. Immelt, Garanti Bankası’ndaki ortağı Doğuş Holding’in Yönetim Kurulu Başkanı Ferit Şahenk’le birlikte Amerikan Türk Cemiyeti’nin "Kurumsal Ortaklık Ödülü"nü aldı.

AMERİKAN Türk Cemiyeti’nin New York’ta düzenlediği yıllık gala yemeğinin bu yılki onur konukları Doğuş Grubu ve General Electric (GE) oldu. Gecede Doğuş Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Ferit Şahenk’e ve iş ortağı General Electric (GE) CEO’su Jeffrey Immelt’e ’kurumsal Ortaklık Ödülü’ verildi. Ferit Şahenk ve Jeffrey Immelt ödüllerini Amerikan Profesyonel Basketbol Ligi NBA Başkanı David Stern’ün elinden aldı. Bu ödül daha önce de Koç ile Ford, Sabancı ile Citi ortaklıklarına verilmişti.

YATIRIM İÇİN EN İYİ YER: Doğuş Grubu ve GE’nin iş ortaklığı ekonomi kanalı CNBC-e’nin kurulması ile başlamıştı. Bu işbirliği, Garanti Bankası ve Doğuş-GE Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı ile devam etti. Törende konuşan General Electric (GE) CEO’su Jeffrey Immelt, Türkiye’nin büyük bir yatırım öyküsü olduğuna dikkat çekerek şunları söyledi: "GE’nin en verimli işçileri Türkiye’de ve yatırım için en iyi yer de Türkiye. Bunu Türkiye’de ortağımız olduğu için söylemiyorum, ciromuzdan biliyorum. Türkiye’ye 2 milyar dolarlık yatırım yaptık. 2002 ciromuz 200 milyon dolardı, yıl sonunda 2 milyar dolara ulaşacak."

AVRUPA’DA BÜYÜYECEĞİZ: Immelt, yabancı bir ülkede yatırımın risklerine dikkat çekerek, ortağa güven duymanın ne kadar önemli olduğunu söyledi. "Doğuş Grubu mükemmel bir ortak" diyen Immelt, Doğuş Grubu ile yalnızca Türkiye’de değil, Orta ve Doğu Avrupa’da da büyümek istediklerini belirtti. Immelt, Doğuş Grubu ile bankacılık, emlak ve televizyonculukta yaptıkları ortaklıkların beklentilerini aştığını söyledi. Türkiye’de sağlık sektöründe de yatırımları olduğunu belirten Immelt, enerji alanındaki yatırımlar için de görüşmelerin sürdüğünü bildirdi. Immelt, "Küreselleşmenin dostları için Türkiye çok önemli, bunu herkesin bilmesi gerekiyor" dedi.

UMARIM BABAM GÖRÜYORDUR: Doğuş Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ferit Şahenk, ödülünü aldıktan sonra yaptığı konuşmada, son derece gururlu olduğunu belirterek, GE ve Doğuş’un şeffaflığa, bütünlüğe, yeniliğe ve deneyime önem verdiğini söyledi. Şahenk, hayatta olmayan babası Ayhan Şahenk’i de anarak "Umarım bu geceyi görebiliyordur" dedi. GE’ye eskiden beri ilgisinin olduğunu söyleyen Şahenk, New York’ta GE’nin önünden geçtiğini ve daha sonra şirket hakkında okumaya başladığını anlattı.

ÖDÜL DOĞUŞ GRUBU’NA VERİLDİ: Ferit Şahenk, gala yemeğinden önce gazetecilere açıklamada ise böyle anlamlı bir ödülü Doğuş Grubu olarak aldıklarını, ödülün kendisine ya da Şahenk ailesine verilen bir ödül olmadığını vurguladı. Şahenk, şöyle konuştu: "Bu başarı sadece Doğuş Grubu’na ait değil, Türkiye’nin ve Türk insanın da başarısı. Doğru şeyleri yapabilirsiniz ama arkanızda bu gücü hissetmeseniz, ailenizi, 18 bin çalışanı ve daha da ötesinde şansı hissetmezseniz bazı şeyler olmuyor, hayatta şansın çok büyük rolü var, onun için 72 milyon insan adına buralarda bu ödülü almak, Türk bayrağını kısmen buralarda dalgalandırmak bize nasip oldu." Törende konuşan ABD’nin Ankara Büyükelçisi Ross Wilson ise, bu çerçevede iki ülke arasında güçlü iş ortaklıkları ve yatırımların kurulmasının önemli olduğunu belirtti.

Daha büyük yatırımlar gelecek, ihracat artacak

TÜRKİYE ile ABD arasındaki ticari ilişkilerin çok daha artabileceğini belirten Ferit Şahenk, iki ülke arasında 11-12 milyar dolar olan ticaretin son birkaç yılda büyük ilerleme kaydettiğini belirtti. Şahenk şöyle konuştu: "Türkiye’nin bu yeni yapılanmış ekonomisi içinde çok daha büyük yatırımlar gelecek. Bu yatırımlar ABD’ye, Avrupa’ya, Asya’ya, Ortadoğu’ya çok ihracat yapma imkanı bulacak. ABD’ye de çok büyük ihracat yapacağız, ABD ile ciromuz çok büyüyecek. Türk insanı bölgesindeki tüketicileri çok iyi biliyor. Bölgede olabilecek her türlü şartta çalışan bir insan kaynağımız var, zannediyorum Türk ve Amerikan şirketleri de ortak işler yapacak, iş ortaklıkları kuracak, ama onun ötesinde Amerikan şirketlerinin sıfırdan Türkiye’ye gelip yatırım yapacaklarını da düşünüyorum."

Doğuş ve GE, küresel ekonomi için model oldu

NEW YORK’ta gerçekleştirilen gala gecesinin eşbaşkanlarından Amerikan Profesyonel Basketbol Ligi NBA’in Başkanı David Stern de yaptığı konuşmada, Doğuş Grubu ile GE’nin finans, gayrimenkul ve medya alanlarındaki ortaklıklarının, bugünün küresel ekonomisi için model oluşturduğunu anlattı. Stern, GE Başkanı Immelt’in dünyanın en iyi CEO’su ve GE’nin de Amerika’nın en takdir edilen şirketi ve dünyanın en saygın şirketlerinden biri olarak Barron’s, Fortune dergileri ile Financial Times gazetesi tarafından örnek gösterildiklerini anlattı. Stern, Doğuş Grubu’nun da Türkiye’nin en iyilerinden olduğunu belirterek, Doğuş-GE ortaklığının Türkiye ve ABD arasındaki ilişkiler de güçlendirdiğini söyledi.

Ortak olan Türk ve Amerikan şirketleri onurlandırılıyor

AMERİKAN Türk Cemiyeti (The American Turkish Society, ATS) 1949 yılında kuruldu. Uzun yıllar Atlantic Records’un kurucusu merhum Ahmet Ertegün’ün yönetim kurulu başkanlığını yürüttüğü cemiyet, gala yemeklerini son üç yıldır birbirleri ile ortaklık ve işbirliği yapan Türk ve Amerikan şirketleri onuruna düzenliyor. ATS’nin Onursal Başkanlığı’nı Mica Ertegün, Başkanlığı’nı ise New York’taki Multilateral Funding İnternational finans kuruluşunun sahibi Murat Köprülü yapıyor. Bu yılki gala yemeği de New York’un efsanevi otellerinden Waldorf Astoria’nın 18’inci katında gerçekleştirildi.




Ekonomi ilk gündem maddesi olmalı


TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, ekonominin yeniden gündemin ilk maddesi haline getirmek gerektiğini belirterek, “İş alemi olarak, Türkiye’de ekonominin konuşulmasını bekleriz" dedi.

MÜSİAD'ın 17. Genel Kurul toplantısında konuşan Hisarcıklıoğlu, dünyada Türkiye ekonomisinin başarı öyküsü ve geleceğinin konuşulmasını istediklerine de ifade ederek, ekonomide bir takım sorunlar olabileceğini, ancak bardağın boş tarafından bakarken, dolu tarafını da görmek gerektiğini söyledi.

Hisarcıklıoğlu, Türkiye’nin ikinci nesil reformlara bir an önce başlaması gerektiğine de işaret ederek, "Bundan sonra ihtiyacımız kavga ve kutuplaşma değil. İktisadi dönüşüm sürecini doğru bir şekilde, uzlaşma içinde yönetme zamanı. Ortak akıl inşa etme alışkanlığını hakim kılmak zorundayız” diye konuştu.

Türkiye’nin bu günlerde zor bir demokrasi ve hukuk sınavından geçtiğini anlatan Hisarcıklıoğlu, iş dünyası olarak, Türkiye’nin bu kritik dönemde başı dik çıkmasını istediklerini söyledi. Hisarcıklıoğlu, Türkiye’nin bu süreçte demokratik katılımcı ve tartışma süreciyle çözmeyi öğrenmesi gerektiğini, bunun sadece siyasi değil, ekonomik kalkınma için de gerçekleştirilmesinin önemine işaret etti. Hisarcıklıoğlu, “Birlikte rahmet ayrılıkta azap vardır” sözleriyle konuşmasını tamamladı.



 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
  DÖVİZ KURLARI

 

 

  MÜZİK ÇALAR
  HAVA DURUMU
  İL İL TÜRKİYE TANITIMI
Bugün 90 ziyaretçi (141 klik) kişi burdaydı!
website counter Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol