More Cool Stuff At POQbum.com


BURCU MANDIRACI  
 
  9 Mart Ekonomi Haberleri 15.03.2025 22:12 (UTC)
   
 

Dolar ne olacak?



Türkiye'nin en çok satan haftalık ekonomi dergisi olan Ekonomist'te bu hafta birbirinden önemli konular yer alıyor.

Dergi kapak haberini, Türkiye’deki 179 alışveriş merkezinin 50’sini elinde tutan yabancı gayrimenkul yatırım şirketlerine ayırdı. 21 yabancı gayrimenkul yatırım şirketi, önümüzdeki 5 yıllık süreçte 24 milyar doları bulan kaynağı Türkiye’de kullanmayı planlıyor. Yatırım yapılması planlanan projeler arasında alışveriş merkezleri ağırlıkta ama konut, lojistik, depo tesisleri de planlar arasında…

- 17 Şubat tarihli kapağı anımsayanlar için, dövizdeki yükseliş sürpriz değil. Geçen hafta hızlanan yükselişi dergi 17 Şubat’ta haber vermişti. 1.26’yı geçen dolar, 1.94’e dayanan Euro’nun seyri ne olacak? Analistler, doların 1.30’u geçeceğini, Euro’nun 2 YTL barajını aşacağını savunuyor. Gerekçe de, dış piyasalardaki artan olumsuzluklar…

- Rusya’da yeni dönem başlıyor. Döneminde Türkiye’yle ticaret hacmi katlanarak büyüyen Putin ve sonrasında ne olacağını, yeni Başkan Medvedev dönemindeki ilişkileri, Türk-Rus İş Konseyi Başkanı Turgut Gür ile konuştuk. İnşaat sektörünü büyük işlerin beklediğini söyleyen Gür, 2014’te Soçi’de yapılacak Kış Olimpiyatları için yapılacak yatırım tutarının 40 milyar doları bulacağını söylüyor.

- Türkiye, Gazze Şeridi’ne yapılan saldırılardan sonra İsrail’e sert eleştiriler yöneltti. Bu eleştirilerin etkisi geçmeden, Gap Projesi’ni 5 yılda bitirmeyi hedefleyen hükümet, katkı sağlaması için İsrail’in kapısını çalıyor.

- Ülker Grubu’nda 25 bir kişi çalışıyor ama çalışmayı bekleyen kişi sayısı tam 540 bin kişi… Grubun insan kaynakları genel müdürü Melih Özuyar, 2008’de 2 bin yeni istihdam sağlayacaklarını söylüyor. Özuyar, grubun İK stratejilerini anlattı.

- Ar-Ge teşviği sağlayan yasa TBMM’den geçti. Yasanın şirketlere ne getirdiğini, Ernst & Young’tan Erdal Çalıkoğlu kaleme aldı.

- Ek olarak da 2007’deki menkul kıymet gelirlerinin beyanı, vergilerine ilişkin en çok merak edilen soruları ve yanıtları, Ernst & Young uzmanları hazırladı.



Zengindik farkında değildik



Kişi başına milli gelirin bir gecede 2 bin dolardan fazla artmasına ilişkin "Zengindik, farkında mı değildik" yorumlarına TÜİK Başkanı Ömer Demir, "Aynen öyle" dedi. Yine de "zengin olduk", üslubunu kullanmak istemeyen Demir, bu değişimi "imkanlarımızı daha iyi görmekle" açıkladı.

TÜRKİYE İstatistik Kurumu (TÜİK) Başkanı Ömer Demir, "Zengindik farkında değildik, artık bunu hesaplayabiliyoruz ve zengin olduğumuzu mu gördük?" soruya, "Aynen dediğiniz gibi" yanıtını verdi.

DÜN SUÇ OLAN BUGÜN DEĞİL: Demir bu konuda şunları söyledi: "Toplum hayatında bir çok olayı biz bir günlük kararlarla değiştiriyoruz çoğu zaman, bir yasa çıkıyor, mülkiyeti A’ya olanı, B’ye çeviriyor, iptal ediyor, suçu suç olmaktan çıkarıyor, bir anda, Resmi Gazetede yayımlandıktan sonra. Biz bunu normal görüyoruz. Dün suç olan bir şey, bugün suç olmaktan çıkıyor, hesaplamalarımızda da önceden göremediğimiz, fark edemediğimiz bir şeyi fark ettiğimiz zaman, tabii ki rakamımız değişecek."

REVİZYON YAPMAYA MECBURUZ: Değişim gerekçelerini kamuoyuna iyi açıklamanın önemine değinen Demir, "Mecburuz revizyon yapmaya, çünkü bir sürü veriyi sonradan takip ediyoruz. Daha önce hesaplarımızın dışında geliyor, daha önce 100 zannettiğimiz bir şey, kayıtlar öyle gösteriyor, 150’ye çıkıyor. Bunu görmezden gelemeyiz. Bunun için revizyon yapmak zorundayız" diye konuştu.

KAMERA TEKNOLOJİSİ GİBİ: Ömer Demir, "zengin olduk" gibi bir üslubu, terminolojiyi kullanmak istemediğini kaydederek, "Ama şunu diyebiliriz ki; ekonomimizin şu andaki durumunu, bir önceki döneme göre, bir önceki imkanlarımıza göre daha iyi görüyoruz. Bundan sonra yeni yapacağımız çalışmalarla şimdikinden de daha iyi görecek yöntemler gelebilir" dedi. Kameralarda kullanılan teknolojiyi duruma örnek gösteren Demir, "el yordamıyla flu görünenin, bugün daha net görülebildiğini" kaydetti ve bu gelişimin devam eden bir süreç olduğunu vurguladı.

AB Muhasebe Sistemi’ne geçiş ne değiştirecek

TÜRKİYE’nin, AB Muhasebe Sistemine geçmesi, girdi-çıktı tablosunun, baz yılının yenilenmesi ile şunlar değişecek:

Yeni hesaplama yönteminin getirdiği birinci değişiklik, Birleşmiş Milletler sisteminden Avrupa Hesap Sistemine (ESA) dönüş sağlanacak.

Bu dönüşüm ile sadece milli gelir değil, ödemeler dengesi, mali devlet hesaplarında da değişiklik olacak. ESA sistemi alt verilerde gelir, devlet yardımları, yerel harcamalar gibi detaylarda da uyum gerektiriyor.

Milli gelir, mümkün olduğunca kayıtlardan gelen bilgiler çerçevesinde daha net görülerek değerlendirilebilecek. ESA, milli gelir hesaplarının "doğrudan bilgi alma" yoluyla yapılmasını öngörüyor.

AB ile Türkiye arasında bir hesap birliği sağlanmış olacak. Yeni sistem ile eğitim, sağlık, tarım ve şehirleşmeden, çevreye kadar birçok verinin değişecek.

Hedef 2013’te 10 bin dolar

DEVLET Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Nazım Ekren, 2013 hedeflerini "kişi başına 10 bin dolar gelir" diye açıkladı. Ekren, şunları söyledi: "Ekonomik kalkınma ve sosyal değişme dendiğinde toplumun sosyal yapısının ve kültürel yapısının rekabetçi bir halde sürdürülebilir çerçevede ve ihtiyacımız olan bir formda yapılması lazım. Parti olarak hedefimiz 2013 yılında kişi başına gelirimizi 10 bin dolara çıkarmak. 2023 yılı hedefimiz ise yani Cumhuriyetimizin kuruluşunun 100’üncü yılında Türkiye’yi dünya ekonomileri içinde ilk 10 içinde yer alan bir ekonomi haline getirmek istiyoruz."

Bazı sektörler küçüldü

YENİ yöntem ile birlikte bazı sektörlerde küçüldü. Balıkçılıkta yüzde 31, ticarette yüzde 5, otel ve lokantalarda yüzde 9.6, enerjide yüzde 21 küçülme görüldü. Devlet hizmetlerinde yüzde 41’lik bir azalma, hizmet sektöründe ise yüzde 200’lük artış hesaplandı. Konut sahipliliğinde yüzde 144, imalat sanayinde yüzde 66, FSIM (Financial Services Indirectly Measuread) hesabından kaynaklı mali aracılık sektöründe de yüzde 11.6’lık artış oldu. Ömer Demir, bunun eğitim, sağlık gibi alanların, hesaplamada devlet sektörü yerine hizmet sektörüne kaydırılmasından kaynaklandığını söyledi. Demir, "Bunu bir azalma değil, hesap değişikliği olarak yorumlamamız lazım" dedi.
 


 

İktisat, ’liberal Castro’sunu kaybetti



Türkiye sosyalist tarihinin Sadun Hoca olarak ’en tanınmış ve en tartışılmış’ isimlerinden biri olan Prof. Sadun Aren, tedavi gördüğü Bayındır Hastanesi’nde yaşamını yitirdi. İktisat dünyasının ’liberal Castro’su olarak da anılan Aren, geride pek çok kitap ve halen tartışılan fikirlerini bıraktı.

TÜRK iktisat ve siyaset dünyasının en renkli isimlerinden biri olan Prof. Sadun Aren, 4 aydır tedavi gördüğü akciğer kanserine yenik düştü. Üniversite hocalığı kadar, Türkiye İşçi Partisi (TİP) ve Özgürlük ve Demokrasi Partisi’nin de (ÖDP) kuruculuğuyla da hem iktisat hem de siyaset dünyasında kendine yer açan, görüşleriyle iktisat dünyasının "liberal Castro’su" olarak anılan Sadun Hoca, 86 yaşında vefat etti.

TARTIŞILAN HOCA: Türkiye’nin siyasal ve toplumsal değişimine, tek partili dönemlerden küreselleşmeye kadar pek çok döneme yakından tanıklık eden, bu süreçte yaşamı ve görüşleriyle de kendine farklı bir yer edinen Aren, 1922 yılında Erzurum’da doğdu. Türkiye sosyalist tarihinin en "tanınmış ve tartışılmış" hocalarından biri olarak yaşadı. Sadun Hoca’nın akademik kariyeri, 1944 yılında mezun olduğu Siyasal Bilgiler’de, asistanlık yapmasıyla başladı.

KÖRLER ÜLKESİNİN GÖRENİ: Soyadıyla anılmak yerine siyasi yol arkadaşları, karşıtları ve öğrencileri için o hep "Sadun Hoca" olarak anılan Aren, tüm siyasi, akademik methiye ve eleştirileri "Sadun Hoca" kimliğiyle kabullendi. Öğrencilerinin "körler ülkesinin görenlerinden biri" biri olarak tanımladığı hocalığına, doçent ve 1957 yılında aldığı profesörlük unvanıyla devam etti.

TİP MİLLETVEKİLİ: 1960’da Devlet Planlama Teşkilatı’nda danışmanlığa getirilen ve 1962’ye kadar bu görevde kalan Aren, kurucuları arasında yer aldığı Türkiye İşçi Partisi’nden (TİP) İstanbul Milletvekili olarak 1965 seçimlerinde Meclis’e girdi. Türkiye sosyalist hareketinin bir çatı örgütlenmesine dönüşen TİP’in Mehmet Ali Aybar ve Behice Boran’dan sonra 3 numaralı ismi oldu.

ÖDP’NİN ONURSAL BAŞKANI: Çeşitli gazete ve dergilerde yazılar yazan Aren, ilk tutukluluğunu ünlü "1951 Türkiye Komünist Partisi tevkifatı" sırasında yaşadı. Sadun Hoca, 12 Mart Dönemi’nde TİP yöneticileri davasında 12 yıl hapse mahkum oldu. Tevkifat başladığında yutdışında bulunan Aren, yurda dönünce tutuklandı, Şefik Hüsnü ile birlikte yargılandığı davadan beraat etti. Aren, daha sonra DİSK’te görev aldı. Politika gazetesinde yazılar yazan Aren, 12 Eylül döneminde de tutukladı ve 1984’de tahliye oldu. ÖDP’nin onursal genel başkanı olan Sadun Aren’in "İstihdam, Para ve iktisadi Politika, Yatırım İndirimi ve iktisadi Politika, İktisada Başlangıç, 100 Soruda Ekonomi El Kitabi, Ekonomi Dersleri" gibi kitaplarının yanı sıra, çok sayıda makalesi bulunuyor. Mülkiyeliler Birliği Vakfı’nın 2007 Büyük Mülkiye Ödülü’ne layık görülen Sadun Aren, rahatsızlığı nedeniyle törene katılamamıştı.

İyi insan ne demek

TUTUKLANMALAR, 12 Mart ve 12 Eylül dönemi işkenceleri, zaman zaman hakarete varan sosyalizm tartışmalarına rağmen Türk sosyalistlerinin, her zaman "Sadun Hoca"sı olarak kalan Aren, kim neyi savunursa savunsun, "İyi insan olmak ne demek" sorusuna her zaman, "Kendine ve başkalarına aynı derecede, en üst düzeyde saygı duyan insan" cevabını verdi. Öyle ki Türkiye Sosyalist Tarihi’ne "Aren oportünizmi" tanımını sokmuş Mahir Çayan’ı bile, her zaman büyük bir sevgi ve saygıyla andı.

İşçi sınıfı öldü yaşasın çalışanlar

TÜRK
sosyalizminin efsane isimlerinden biri olarak, her zaman görüşleriyle ilgi çeken Prof. Sadun Aren, yaklaşık 1.5 yıl önce kaybettiğimiz Hürriyet yazarı Yener Süsoy’la yaptığı röportajda da ilginç açıklamalarda bulunmuştu. Ocak 2004’te yayımlanan bu röportajda "Yıkılan sosyalizm değildir, sosyalizmi gerçekleştirmenin bir yolu yıkılmıştır" diyen Aren, şu değerlendirmeyi yapmıştı: "Sosyalizm, insan aklının soyut bir icadı değildir, gerçek yaşamın, onun içinde sürdürülen mücadelelerle biçimlenen somut bir ürünüdür. İşçi sınıfı da nitelik değiştirmekte, elleri nasırlı değil artık, hatta işçi sınıfı değil, çalışanlar demek lazım. Asıl olan özgürlükte eşitliktir, çok özgürseniz eşitsiniz demektir. Sosyalizm bir anlamda hep ütopya olarak kalacak, ona yaklaştıkça uzaklaşacağız."

Bence düğünlerde bile türbanı yasaklamalı

YENER Süsoy ile yaptığı röportajda, şu anda gündemin üzerinde en çok tartışılan konularından biri olan türban konusunda 2004 yılında Sadur Aren, şunları söylemişti: "Türban şeriatın öncüsü, şeriatın bayrağı, onun için her hal ve kárda karşı çıkacaksın, geçit vermeyeceksin. Türbanı hakikaten inancıyla, politik anlamını bilmeden takmış olanlara da ’Kusura bakma bunu çıkaracaksın, çünkü Türkiye’nin laik olması, senin türban özgürlüğün yüzünden sekteye uğratılamaz’ diyeceğiz. Bu konu kişisel özgürlük meselesi olarak alınırsa, işin içinden çıkılamaz, herkesin bir fantezisi olabilir. Türbana prestij vermemek lazım. Bence önemli düğünlerde bile yasak olması lazım. Başbakanın gelini filan olmaz mesela, orası da kamusal alan oluyor."

Özelleştirmeyi doğru buluyordu

ANILARINI
anlattığı "Puslu Camın Arkasında" kitabında "hain" damgası yememek için özelleştirmeyle ilgili görüşlerini açıklamaktan çekindiğini yazan Prof. Sadun Aren, bunu şöyle aktarmıştı: "Şimdiye kadar söylediklerimizin birçoğu geçerliğini yitirdi. Örneğin ben özelleştirmeye karşı çıkmayı gerekli bulmuyorum. Bugünkü koşullarda özelleştirmeye karşı çıkmanın ilericilikle hiçbir alakası yoktur. "

Muhafazakárın demokratı olamaz

SADUN Aren’in, AKP’ye ilişkin bakış açışı ise şöyleydi: "AKP kabul edilemez bir oluşumdur, başka konularda istediği kadar başarılı olsun, eğer başa şeriatçılığı getirecekse, ki bundan şüphe yok, mutlaka devrilmesi lazım. Muhafazakarlık düpedüz geriliktir, işi evirmeye çevirmeye gerek yok. Hem muhafazakar, hem demokrat olunmaz. AKP, belki IMF’nin gözünde başarılı ama, aslında çok başarısız. Enflasyon hakikaten düştü, ne pahasına? Böyle düşürmeyi eski hükümetler de biliyordu. Yatırım yapmayacaksınız, maaşları kısacaksınız, satın alma gücünü azaltacaksınız; enflasyonu böyle düşürdüler."

Cenaze töreni bugün

TEDAVİ gördüğü Bayındır Hastanesi’nde dün öğle saatlerinde hayata gözlerini yuman iktisat profesörü Sadun Aren, yarın toprağa verilecek. Aren için ilk tören, yarın saat 11.30’da, 1965’de TİP milletvekili olarak görev yaptığı TBMM’de yapılacak. Buradaki törenin ardından Aren’in cenazesi, saat 13.30’da, yıllarca görev yaptığı Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’ne getirilecek. Aren, Kocatepe Camii’nde kılınacak ikindi namazının ardından Cebeci Asri Mezarlığı’nda toprağa verilecek.


Mustafa Koç, dünyaya yön veren 10 genç patron arasına girdi

Reha ERUS / ROMA

İtalya’nın haftalık siyaset dergisi ’Panorama’nın yaptığı ’Dünya Ekonomisini Yönlendiren 10 Yeni Nesil Patron’ araştırmasında Türk işadamı Mustafa Koç’a da yer verildi.

Mustafa Koç’tan ’Fiat ve Unicredit’in Türk dostu ve ortağı’ diye söz eden dergide Koç, ülkesinin en güçlü hanedanının üçüncü nesil temsilcisi olarak tanıtıldı. Mustafa Koç’un son olarak Tüpraş’ı satın aldığı ve Alman efsanesi Grundig’i Koç Holding’e dahil ettiği belirtildi. Panorama Dergisi’nin araştırmasında, America Movil cep telefonu şirketinin kurucusu Lübnan asıllı Meksikalı Carlos Slim, Küresel Petrol şirketi Mol’un sahibi Macar Zsolt Hernardi ile Abu Dabi’li Şeyh Muhammed el Hanyan listenin ilk üç sırasında yer aldı.

ROTANIN YÖNÜ DEĞİŞTİ: ’Panorama’ birkaç yıl önce büyük iş adamlarının, bankerlerin, ekonomi devlerinin New York, Londra, Frankfurt arasında mekik dokuduğunu, ancak günümüzde rotanın Dubai, Abu Dabi, Hindistan, Çin, Rusya, Güney Amerika ve Türkiye’ye doğru çevrildiğine dikkat çekti. Dergi, bu bölgelerde büyümenin inanılmaz hızlı olduğunu ve son 7 yılda dünya piyasasının yüzde 20’sinin ele geçirdiğini vurguladı.

ŞEYHLER YATIRIM ATAĞINDA: Ekonomik gücün haritasının hızla değiştiğini, bunda ABD’nin maddi çıkmaza girmesinin de payı olduğuna işaret edilen dergide, "Geçmişte lüksün simgeleri olan Arap Şeyhleri, şimdi inanılmaz yatırımlarla Körfez ülkelerini dünya ekonomisinin merkezi haline getirdi" denildi. Ayrıca, stratejik ekonomi danışma kuruluşu Boston Consulting Group’un rakamlarıyla Çin ve Hindistan’dan sonra Meksika, Brezilya, Türkiye ve Macaristan’ın yaptığı atılımlarla dikkat çektiği de vurgulandı.

Yeni nesil 10 patron

Carlos Slim: America Movil cep telefonu kurucusu Lübnan asıllı Meksikalı.

Zsolt Hernardi: Petrol şirketi Mol’un sahibi Macar.

Muhammed el Hanyan: Abu Dabi’li şeyh.

Jack Ma: Bill Gates’in Çin şubesi. Ali Baba portalı ile Yahoo’yu zorluyor.

Muhammed el Maktum: Dubai’yi inşa eden şeyh.

Ratan Tata: Hintli otomotiv devinin sahibi. 85 ülkede 220 bin çalışanı var.

Vagit Alekperov: Lukoil’in sahibi.

Ren Zhengfei: Çin’de Huawei iletişim ağını kurdu.

Laksmi Mittal: Hintli çelik kralı, Kazakistan Caspian Petrol’ün yüzde 50’sine sahip.

Mustafa Koç: Fiat ve Unicredit’in Türk dostu ve ortağı. Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı.

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
  DÖVİZ KURLARI

 

 

  MÜZİK ÇALAR
  HAVA DURUMU
  İL İL TÜRKİYE TANITIMI
Bugün 401 ziyaretçi (723 klik) kişi burdaydı!
website counter Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol