More Cool Stuff At POQbum.com


BURCU MANDIRACI  
 
  22 Mart Ekonomi Haberleri 15.03.2025 14:27 (UTC)
   
 

      Halk tasarrufu bıraktı, borç ve yardımla geçinen arttı

TÜSİAD ve Merkez Bankası’nın ortak araştırması: 2002’den 2006’ya yoksulluk azaldı. Yoksullara yapılan yardımlar belirgin şekilde arttı. Düşük gelirlinin, tüketimini borçla karşıladığı belirlendi.

Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) ile Merkez Bankası’nın birlikte hazırladığı “İşgücü Gelir, Harcama ve Yoksulluk Açısından Türkiye’de Hane halkı” raporu açıklandı.
Rapor, Türk halkının tasarruf eğiliminin azaldığını, düşük gelirlilerin tüketim ihtiyaçlarını borçlanmayla karşıladığını ve düzenli yardım alan yoksulların oranının belirgin olarak yükseldiğini ortaya koydu.
2002-2006 döneminde yoksulluk oranları gerilediği halde 2006’da fertlerin yüzde 17.8’inin, hanelerin de yüzde 14’ü yoksulluk sınırında bulunduğu belirtilen rapordaki bazı saptamalar şöyle:
-  2003-2006 döneminde hane halkının sahip olduğu gelir seviyesinden ve gelirleri ile ihtiyaçlarını karşılama gücünden duyduğu memnuniyette sınırlı bir iyileşme gözlendi. Ancak işsizlik ve yoksulluğun etkisiyle düzenli ayni-nakdi yardım alan ve yardım yapan hane oranları çok belirgin şekilde arttı.
-  Hane halkının aldığı yardımların temel kaynağı akraba-komşu dayanışması oldu ancak belediyeler ve valilikler kanalıyla yapılan yakacak, kira ve yiyecek yardımları belirgin bir ivme kazandı. Kamunun sosyal harcamaları da arttı.
-  2002’de toplam fert gelirlerinin yüzde 14.3’ü devlet yardımlarından oluşurken 2005’te bu oran yüzde 20’ye yükseldi. Bu yardımların parasal değeri de 2002’den 2005’e yüzde 140 artışla 19 milyar YTL’den 45.6 milyar YTL’ye ulaştı.
-  İşgücüne dahil olmayan nüfus düzenli artış gösterdi.
-  Tarımın istihdam içindeki payı önemli ölçüde azaldı, kayıtdışı istihdam geriledi.
-  Karadeniz bölgesi, işgücüne katılım oranının en yüksek olduğu, işsizlik oranının en düşük olduğu bölge oldu.
-  Güneydoğu Anadolu’nun işgücü arzının en düşük, işsizlik oranının en yüksek bölge olduğu belirlendi.
-  Hane ve fert başına gelirin net asgari ücrete oranında kötüleşme gözlendi.
-  En düşük gelir dilimindeki hanelerin tüketim harcamalarını finanse edecek bir gelir seviyesine sahip olmadıkları yani tüketimlerini borçlanarak finanse ettikleri saptandı.

 

‘Tasarruf geriliyor, cari açığa dikkat’
Raporu açıklayan TÜSİAD Yönetim Kurulu üyesi Ali Kibar, düşük gelirlilerin, tüketim harcamalarını giderek daha fazla borçlanma yoluyla finanse ettiklerini ve zorunlu harcamaların, toplamdaki payının azaldığını vurguladı. Para politikasında bu verilerin dikkate alınması gerektiğini söyleyen Kibar, tüketim kalıplarındaki değişim dikkate alınmadan Türkiye’nin cari işlemler açığını kapatmasının zor olacağını belirtti.
Kibar, düşük gelir gruplarında özellikle son yıllarda negatif tasarruf eğiliminin olması ve yüksek gelir gruplarında tasarruf eğiliminin düşmesinin cari açığın büyümesi anlamına geldiğini söyledi.

 

 

Merkez Bankası, alternatif işşizlik hesabını düzeltti
Türkiye için alternatif işsizlik oranlarına ilişkin hesaplamalara da yer verilen rapora göre, 2006’da resmi işsizlik yüzde 9.9 iken, işsiz sayısına ümidini kaybedenler eklenince bu oran 12.4’e yükseldi.
İşsizler ile iş aramayanların (ümidini kaybedenler ve çalışmaya hazır olanlar) toplamından oluşan bir diğer alternatif hesaba göre işşizlik oranı yüzde 16.9 oldu. 2007’de bu rakam yüzde 16.3 olarak gerçekleşti.
Daha sonra bir açıklama yapan Merkez Bankası, raporun içeriğinin kamuoyuna hatalı yansıtıldığını belirterek, Türkiye’de 2007 için ortalama işsizlik oranının yüzde 9.9 düzeyinde bulunduğunu kaydetti.

 

Sosyal güvenlik görüşmelerinde sona gelindi

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile sivil toplum örgütlerinin Sosyal Güvenlik Reformu’na ilişkin uzlaşma görüşmeleri dün de devam etti. Çalışma Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, iş dünyası ve sağlık meslek örgütleriyle bir araya geldi. Türk Tabipler Birliği Genel Sekreteri Altan Ayaz, Bakan Çelik’in eyleme ilişkin olarak “işimizi çok zorlaştırdınız” dediğini söyledi. Ayaz, Çelik’in, asgari ücretten vergi alınmadığı halde neden prim alındığının sorulması üzerine de “Haklısınız, benim de içime sinmiyor ama?” dediğini belirtti. TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu da, “Türkiye için ikiz açık var. Cari açık ve sosyal güvenlik açıkları. Biz reforma her türlü desteği veriyoruz” dedi.
Çelik, işçi, esnaf ve memur emeklilerinin temsilcileri ile de görüştü.Türkiye İşçi Emeklileri Derneği Başkanı Kazım Ergün, “Sağlıkta katkı payı kaldırılmasını ve refah payının yansıtılmasını önerdik. Bakanlık bu önerilerimize sıcak baktı” dedi.

Vatandaş sordu, Sosyal Güvenlik Kurumu yanıtladı

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tartışmalı Sosyal Güvenlik Reformu’nu vatandaşlara anlatmak için harekete geçti. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı uzmanlarının hazırladığı “Sosyal Güvenlik Reformu’nda merak edilen 50 soru 50” kitapçığında yer alan bazı soru ve yanıtlar şöyle:
Memuriyet görevime sakatlık kontenjanından atanmadığım İçin özürlülere ilişkin haklardan yararlanamıyordum. Yasa bu konuda kolaylık getiriyor mu?

Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce iştirakçi olanlardan, göreve başlamadan önce alınmış, en az yüzde 40 oranında özürlü olduklarını gösterir sağlık kurulu raporu bulunanlar ile en az yüzde 40 oranında doğuştan özürlü olduklarını belgeleyenler, 15 yıl hizmet ile yaşlılık aylığından yararlanacaklar.
İşsizlik ödeneği almaktayım. Genel Sağlık Sigortası beni kapsama alıyor mu? Primlerimi nasıl ödeyeceğim?
İşsizlik ödeneği alanlar da Genel Sağlık Sigortası kapsamında olup, sağlık sigortası primleri Türkiye İş Kurumu tarafından ödenecek.
Bu kanundan sonra değişik statülere tabi çalışanların (örneğin hem SSK hem de Bağ-Kur’a yatırılmış pirmleri bulunanlar) hizmetleri nasıl birleştirilecek?
Kanunun yürürlük tarihinden sonra birden fazla statüye tabi olarak geçen hizmetler, yaşlılık sigortası bakımından en fazla hizmetin geçtiği statü hükümleri esas alınarak birleştirilecek. Ölüm ve malullük hallerinde ise, son statü hükümleri uygulanacak.
Yasayla anne ve babalara ölüm aylığı bağlanması hususunda kolaylık getiriliyor mu?
Yeni düzenlemeyle, ölen sigortalıdan dolayı ana ve babalara aylık bağlanması için eş ve çocuklardan artan hisse bulunması, her türlü gelirlerinin asgari ücretin net tutarından az olması ve gelir/aylık almaması şartları getirildi. Ana ve babanın 65 yaşın üstünde olması halinde artan hisse koşulu aranmayacak. Mevcut uygulamada, SSK sigortalılarının ana ve babalarına ölüm aylığı bağlanabilmesi için sigortalının öldüğü tarihte eş ve çocuklardan artan hisse bulunması koşulu aranıyordu. Yeni düzenleme ile artan hissenin sonradan oluşması halinde de ana ve babaya aylık bağlanması imkânı getirildi.
Çiftçiyim. Benim sigortalılığım nasıl olacak?
Yeni düzenleme ile; tarımsal faaliyette bulunanların, asgari ücretin yarısı üzerinden prim (102 YTL) ödemek suretiyle 30 gün hizmet kazanmaları ve sağlık hizmetlerinden yararlanmaları imkanı getirildi.
İsteğe bağlı sigortaya devam eden kadın sigortalı eşinden dolayı sağlık yardımından yararlanamayacak mı?
Mevcut uygulamada, isteğe bağlı sigortalıların sağlık yardımlarından yararlanamamaları önemli bir eksiklikti. Yeni düzenlemeyle isteğe bağlı sigortalılara sağlık primi ödemek koşuluyla sağlık hizmetinden yararlanma hakkı getirilecek. Bu nedenle kendi sigortalılığı sebebiyle sağlık hizmetinden yararlanacak isteğe bağlı sigortalıların, eşleri üzerinden sağlık hizmeti almalarına gerek kalmayacak.

 

Vakıfbank’tan 142.2 milyon YTL temettü

Vakıfbank’ın bugün yapılan 54. Olağan Genel Kurulu’nda ortaklara 200 milyon YTL kâr dağıtılmasına karar verildi. Mayıs ayında yönetim kurulu kararıyla belirlenecek olan kâr dağıtım tarihinde, yatırımcılar brüt yüzde 5.69 oranında (her 1 YTL nominal değerli bir hisse için brüt 0,05688 YTL) kâr payı alacaklar.
Vakıfbank’ın 2007 yılı brüt kârı 1 milyar 258 milyon YTL, vergi ve karşılıklar sonrasında net kârı ise 2006 yılına göre yüzde 35.3 oranında artarak 1 milyar 31 milyon YTL oldu. Aktif büyüklüğü 2007 yıl sonunda 42.4 milyar YTL’ye ulaşan Vakıfbank’ın nakdi krediler toplamı yüzde 30’luk artışla 23.5 milyar YTL, toplam mevduatı ise yüzde 16’lık artışla 28.9 milyar YTL olarak gerçekleşti.
Bankanın ortalama aktif kârlılığı bir önceki yıla göre yüzde 2.2’den yüzde 2.6’ya, ortalama özkaynak kârlılığı ise yüzde 17.3’den yüzde 21.3’e yükseldi.

‘Doğru strateji’
Vakıfbank Genel Müdürü Bilal Karaman, bankanın 2007 yılında kârlı büyüme stratejisi çerçevesinde hedeflerinin üzerinde bir performans sergilediğini belirtti. Sektörün yüzde 30’luk kâr artışına karşın bankalarının kârını yüzde 35.3 oranında artırmasını, Vakıfbank’ın uyguladığı strateji ve politikaların doğru olduğunu teyit eden en önemli gösterge olarak nitelendirdi.
Sektöre paralel bir büyüme gerçekleştirdiklerini ifade eden Karaman, “Kredilerimizi yüzde 30.1 oranında artırırken sorunlu kredilerin toplam kredilere oranının yüzde 5.3’den yüzde 4.6’ya düşürdük. Aktif kalitesinde iyileşme sağlayan az sayıda bankadan biriyiz” dedi.

Derviş: Krizin sorumlusu hırslı süper bankerler

Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) Başkanı Kemal Derviş, dünyada türbülanslar yaratan ekonomik krizden “yeni kuşak” hırslı “süper bankerleri” sorumlu tuttu. Kemal Derviş, Hindistan’da yaptığı bir konuşmada yeni kuşak süper bankerlerin kâr peşinde koşarken gösterdiği açgözlülüğün en yoksul ülkelerdeki yoksulluğu azaltma hedeflerini geciktirme riski içeren bir ekonomik krizi tetiklediğini söyledi.
İngiliz The Times gazetesince yansıtılan açıklamalarında Derviş, son 10 yılda yaşanan üç ekonomik krizden “aşırı etkinliğe sahip, az yasal düzenlemelere tabi olan” finansal sektörü sorumlu tuttu. Söz konusu üç krizi, 1997 yılındaki Asya krizi, 2001 yılındaki e-ticaret krizi ve halen devam eden ABD kaynaklı kredi krizi olarak sıralayan Derviş şunları söyledi:
“Süper bankerler, hedge fonları yöneticileri ve özel yatırım şirketleri, 21. yüzyılın kapitalizmin yeni baronları oldu. İnanılır gibi değil, ABD’de son birkaç yılda toplam şirket kârlarının yüzde 40’ı, finansal sektörde elde edildi.”

‘Fatura sıradan insana’
Finansal sektörün üretici olmadığını, üreten kaynaklar için aracılık yaptığını, organize ettiğini belirten Derviş, dünya ekonomik büyümede meydana gelebilecek büyük bir düşüşün, 2015 yılına kadar yoksulluğun yarıya indirilmesini, AIDS’in yaygınlaşmasının durdurulmasını öngören BM’nin Binyıl Kalkınma Hedefleri’ni gerileteceği uyarısını yaptı.
Satın alma gücü paritesine göre yüzde 4-5’lik dünya ekonomik büyümesinin, kalkınma için “harika” olduğunu belirten Derviş, büyük bir yavaşlamanın ise ciddi bir aksilik oluşturacağını vurguladı. Derviş, bankerlerin, piyasalarda oluşan balonlardan büyük kârlar sağladıklarını ancak balon patladığında bunun bedelinin asıl sıradan insanlar tarafından ödendiğine dikkat çekti.

Goldaş: İhtilaflı altın 3.2 ton

Goldaş Kuyumculuk, Fransız bankası Societe Generale’in şikâyet konusu ettiği ticari ihtilaflı altın miktarının 94 milyon dolar değerinde 3 bin 250 kilogram olduğunu açıkladı.
Goldaş, Societe Generale’in ticari teamüllerle sonuçlandırılabilecek bir ticari ihtilafı, ‘hiç alışılmadık ve etik olmayan bir yöntemle çözmeyi planlayarak, asılsız gerçek dışı ve mesnetsiz suçlamalarla’ şirketlerini zor durumda bırakma amacı güden bir tutum içine girdiğini belirtti.
Açıklamada şöyle denildi: “Şirketimizin yurtdışında ve yurtiçinde birçok banka ve şirketle ticari ilişkisi olduğu gibi asılsız ve suiniyetli suçlamanın sahibi söz konusu Societe Generale ile de 5 senedir ticari ilişkisi bulunuyor. Societe Generale ile şirketimiz arasındaki ticari ihtilafın bu düzeye taşınması tarafımızdan art niyetli bir hareket olarak görüyoruz.”
Societe Generale, Goldaş’a satılması için verdiği 500 milyon dolar değerindeki 15 ton altından bir daha haber alamadığını iddia ederek Bakırköy Cumhuriyet Savcılığı’na başvurmuştu. Goldaş da banka aleyhine dava açacağını belirtti. Bu haberler nedeniyle Goldaş hisseleri iki günde yüzde 17.65 değer kaybederek 2.56 YTL’ye geriledi.

Garanti Bankası vergide uzlaştı

Garanti Bankası, Boğaziçi Kurumlar Vergi Dairesi aleyhine açılmış ve yargı süreci devam eden davaların sona erdirilerek, ilgili vergi dairesi ile uzlaşılmasına karar verildiğini duyurdu. Garanti Bankası’ndan borsaya yapılan açıklamada, bankanın 2001/2005 dönemlerine ait kurumlar vergisi ve geçici vergi beyannamelerine ilişkin olarak Boğaziçi Kurumlar Vergi Dairesi aleyhine açılmış ve yargı süreci devam eden davaların sona erdirilerek, ilgili vergi dairesiyle uzlaşılmasına karar verildiği belirtildi.
Açıklamada, “Buna göre 2001/2005 dönemlerine ait kurumlar vergisi beyannamelerinde yapılan düzeltmeler neticesinde, bankamızın 2005 yılında ödediği geçici vergilerden ötürü vergi dairesinden iade alacağı vergi tutarı 131 milyon 177 bin 632 YTL olarak kesinleşmiş olup, ilgili tutar cari dönem mali tablolarına gelir olarak kaydedilmiştir” denildi.

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
  DÖVİZ KURLARI

 

 

  MÜZİK ÇALAR
  HAVA DURUMU
  İL İL TÜRKİYE TANITIMI
Bugün 205 ziyaretçi (296 klik) kişi burdaydı!
website counter Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol