More Cool Stuff At POQbum.com


BURCU MANDIRACI  
 
  22 Şubat Ekonomi Haberleri 16.03.2025 08:06
   
 

Konut kredisi faizleri yükseldi

      ABD kaynaklı mortgage krizinin olumsuz etkileri yavaş yavaş konut tüketicisi için görünmeye başladı. Kriz nedeniyle teyakkuzda olan bankalar harekete geçti. Yapı Kredi ve Garanti aylık faizi % 1.34'e, Finansbank 1.33'e yükseltti Uluslurarası piyasadan alınan paranın, küresel kriz nedeniyle pahalanması Türkiye'ye yansıdı. Yatırımcı kuruluşlar uzun süredir 'Avrupa'da ve ABD'de yaprak kımıldamıyor. Kimse borç vermek istemiyor. Bu nedenle dışardan kaynak bulmak zorlaştı' demişlerdi. Bu olumsuz gelişmelerin ilk yansımasına ise dün üç büyük banka faiz artırımı ile yanıt verdi. Yapı Kredi, Garanti ve Finansbank konut kredisi faizlerini dün artırdı.
      Yapı ve Kredi, YTL cinsi konut kredisi faizi 3-240 ay vadede yüzde 1.34'e yükseltti. Temmuz ayından beri düşüş trendinde olan konut kredisi faiz oranları bu aydan itibaren yükselişe geçmiş oldu. Öte yandan ABD Mortgage Bankerleri Birliği verilerine göre, konut kredisi başvuruları da geçen hafta, bir önceki haftaya oranla yüzde 2.1 oranında gerileyerek, son dört yılın en düşük düzeyine indi. 30 yıl vadeli sabit oranlı konut kredisi faizleri ise yüzde 0.11 oranında yükselerek, yüzde 5.72'ye çıktı.
     
     İş Bankası ve Denizbank da faiz yükseltti

      Denizbank, konut kredisi faiz oranlarını yükseltti. Denizbank’tan yapılan açıklamada, bankanın tüm vadelerde yüzde 1,31 olan konut kredisi faiz oranlarını, yüzde 1,33’e yükselttiği bildirildi.
      İş Bankası, YTL bazında konut kredisi faiz oranlarını yükseltti.
      İş Bankası’ndan yapılan yazılı açıklamada, bankanın, 1-12
ay vadeli konut kredisi faiz oranlarını yüzde 0,90’dan yüzde 1,01’e, 13-18 ay vadeli faiz oranlarını yüzde 1,09’dan yüzde 1,11’e, 19-24 ay vadeli faiz oranlarını yüzde 1,09’dan yüzde 1,16’ya, 25-36 ay vadeli faiz oranlarını yüzde 1,16’dan yüzde 1,21’e, 37-48 ay vadeli faiz oranlarını yüzde 1,19’dan yüzde 1,24’e, 49-60 ay vadeli faiz oranlarını yüzde 1,21’den
      yüzde 1,25’e, 61-120 ay vadeli faiz oranlarını yüzde 1,30’dan yüzde 1,34’e yükselttiği bildirildi.
      Açıklamaya göre, dövize endeksli YTL ödemeli konut kredisinde ise 1-60 ay arasındaki değişik vadelerde yüzde 0,70 ile 61-120 ay arasında yüzde 0,75 olan faiz oranları yüzde 0,60 olarak belirlendi.
      Maksimum ev paketi faiz oranları da, tüm vadelerde yüzde 1,29’dan yüzde 1,33’e çıkarıldı.
     



Geçici vergide beyan dönemi uzatıldı

      Maliye Bakanlığı, 2007 yılının Ekim-Kasım-Aralık dönemine ait dördüncü 3 aylık geçici vergi beyannamelerinin verilme süresini uzattı.
      Maliye Bakanı Kemal Unakıtan imzasıyla yayımlanan Gelir Vergisi Sirkülerinde, geçici vergi beyannamelerinin, üç aylık dönemi izleyen 2.
      ayın ondördüncü günü akşamına kadar bağlı olunan vergi dairesine verilmesi gerektiği hatırlatılarak, şöyle denildi: "Buna göre, Ekim-Aralık 2007 dönemine ait geçici vergi beyannamelerinin 14 Şubat 2008 tarihine kadar verilmesi ve tahakkuk eden verginin Şubat ayının 17. günü akşamına kadar ödenmesi gerekmektedir. Ancak, yoğun yıl sonu işlemleri ile ilgili olarak iletilen sorunlar nedeniyle, Vergi Usul Kanunundaki yetkiye dayanılarak, gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinin 2007 yılı Ekim-Aralık dönemine ilişkin dördüncü 3 aylık geçici vergi beyannamelerinin verilme süresi 15 Şubat 2008 Cuma günü akşamına kadar uzatılmıştır." Sirkülere göre, beyannamesini 15 Şubat tarihine kadar veren mükellefler, beyan ettikleri vergiyi de 17 Şubat 2008 günü akşamına kadar ödeyecek.
     

 





 

 

Mark Mobius: Umarım Türkiye laiklik ilkesine zarar vermez

      Ufuk Korcan / REFERANS
Geçen yıl zengin olmak için 'laik kalın' uyarısı yapan dünyaca ünlü yatırımcı Mark Mobius, 'Umarım Türkiye türban konusunda, laiklik ilkesininin zarar görmeyeceği bir noktada buluşabilir' dedi. Mobius, yavaşlayan reformların bir an önce hızlanması için de hükümeti uyardı.
      Cumhurbaşkanlığı ve genel seçimler öncesinde gündemde olmadığı halde laikle ilgili endişelerini belirterek bir anda gündeme oturan dünyaca ünlü yatırımcı ve Templeton Fonu'nun kurucusu Mark Mobius, türban tartışmalarının ardından yeniden alevlenen laikliğin Türkiye için kritik öneme sahip olduğunu söyledi. Global piyasalardaki dalgalanma ve türban tartışmaları ile ilgili olarak ilk kez Referans'a konuşan Mark Mobius çarpıcı açıklamalarda bulundu.
      Türbanın kamu kurumlarına ve üniversitelere giriş yasağını kaldıran kanunda yapılan değişikliğin ihtilaflı bir konu olduğuna dikkat çeken Mobius, "Bir yandan Mustafa Kemal Atatürk'ün getirdiği din işleri ile devlet işlerinin birbirinden ayrılmasının önemini anlıyoruz. Diğer yandan da Türk devletinin demokratik kurumlarına ve liberal yapısına olan güvenimiz çok fazla. Türkiye'nin gelişme süreci içinde sistemin laik yapısının güvence altında ve raydan çıkartılamayacak bir noktaya ulaşmış olduğunu umut ediyoruz" dedi.
      Mobius, laikliğin Batı dünyasının gelişmesindeki kilit konulardan biri olduğunun altını çizen Mobius, Türkiye'nin son yıllardaki üstün performansının da temel nedenlerinden birinin din ile devlet işlerinin ayrılmasının olduğunu ifade etti.
 Öncelik ekonomiye verilmeli
            
    Türban tartışmalarının ardından AK Parti hükümetine yöneltilen "ekonomi ikinci plana itildi" eleştirilerine Mark Mobius'tan da destek geldi. Hükümetin reform konusundaki yavaşlığı ve Türkiye ekonomisinin yapısal zayıflıkları nedeniyle piyasaların endişeli olduğunu vurgulayan Mobius, "Yüksek cari islemler açığı, yüksek enerji faturası, imalat ve teknoloji sektörlerindeki düşük rekabet gücü, değerli TL ve doğrudan yabancı sermayeye olan bağımlılık daha acil sorunlar.
      Hükümet reformlara bir an önce başlamalı. Ülkede yatırımlar ve inovasyon için daha çok teşvik vermeli. Bu çok önemli bir konu" diye konuştu.
     
     Global dalgalanma uzayabilir
      ABD'de patlak veren mortgage krizi ve ardından artan resesyon beklentileri nedeniyle altüst olan piyasalarla ilgili görüşlerini de anlatan Mark Mobius, global piyasalarda uzayan bir dalgalanmaya hazırlanmış durumda olduklarını söyledi. Mobius, piyasaların normale dönebilmesi için ABD'deki seçimlerin atlatılması ve bankaların subprime olayından sonraki zararlarını tam olarak açıklamaları gerektiğini belirterek "ABD'deki seçimler bittikten sonra ve bankalar bu subprime olayındaki sonraki bütün zararlarını açıkladıktan sonra, artık temel ekonomik göstergelere odaklanabiliriz. Gelişmekte olan piyasalardaki temel göstergeler şu anda her zamankinden iyi durumda. Ancak güçlü bir büyüme ve yumuşak bir enflasyon arasında bir dengede olamamız lazım. Küresel ısınma ve karbon emisyonu konusundaki gelişmeler ve bunun negatif etkileri daha çok dikkate alınmalı" açıklamasında bulundu.
     
     Rakamlar resesyona işaret ediyor
      ABD'de açıklanan ekonomik verilerin resesyona işaret ettiğini ancak ekonominin durgunluğa girip girmediği konusunun henüz netleşmediğini ifade eden Mobius, bazı ekonomistlerin ABD ekonomisinin çoktan bir enflasyonist sürece girdiğini düşündüklerini kaydetti. Mobius, "Zaman zaman tekrarlanan bu tür ekonomik süreçleri normal karşılamak gerekiyor. Ancak daha ilerisini görüp, fırsatları değerlendirebilmeliyiz" dedi.
     
     AB ve ABD hapşırsa Türkiye hasta olur
      Türban tartışmaları ve global dalgalanmaların gölgesinde hareket eden Türkiye'deki piyasaların bundan sonra nasıl bir seyir izleyeceği sorusuna ise Mark Mobius şu yanıtı verdi: "Çok sayıda Türk şirketi hala çok cazip durumda. Birçoğu bilanço risklerini azalttılar, iç borca döndüler, bölgede genişlediler ve bu nedenle operasyonel risklerini çeşitlendirdiler. Ayrıca güçlü temettü ödemeye başladılar. İhracatçılar bile liradaki değerlenmeye rağmen para kazanabiliyorlar. AB ve ABD hapşırsa Türkiye kesin hasta olacak, şu anda olan da bu. Bu nedenle piyasa disiplineli olması gereken bir yerde şu anda".
     
     Fiyatlar alım için uygun
      Piyasalardaki risklere rağmen Türkiye'nin yabancı yatırımcılar için cazip olmaya devam edeceğinin altını çizen Mobius, mevcut fiyatların yatırım için oldukça uygun olduğunu belirtti. Mobius, "Değerlemeler anlamında, Türkiye yine en ilgi çekici ve hızlı biçimde büyüyen piyasalardan biri. Şimdi yüklü pozisyonlar alma zamanı. Çünkü bu fiyatları kısa zamanda bir daha görmeyeceğiz. Ama sabırlı olmak lazım. Yabancıların Türkiye'ye olan ilgisinde bir azalma beklemiyorum" dedi.
      Yatırımcıların uzun vadeli olarak hisse senedine yatırım yapmalarını tavsiye eden Mark Mobius, yatırımcıları kısa vadeli spekülasyonlara itibar etmemelerini ve kısa vadeli düşünmemelerini konusunda uyardı.
     

 






TEPAV: Kamu açıkları düşük gösteriliyor

      Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV) muhtelif kesimlere ödenek üstü iş yaptırılıp, bunların bedelinin geciktirilip bir sonraki yıla ertelenerek kamu açıklarının düşük gösterildiğini, 2007 yılında bunun tutarının 7.7-9.5 milyar YTL düzeyinde olduğunun tahmin edildiğini bildirdi. TEPAV İstikrar Enstitüsü'nün Mali İzleme Raporu'nda, bu uygulamanın aslında kamu maliyesine reel olarak hiçbir tasarruf sağlamayan, aksine ekonomiye maliyeti olan, bunun yanı sıra kamuoyuna mali disiplin konusunda yanıltıcı bir izlenim veren saydamlıktan uzak bir tercihi yansıttığı belirtildi. Devletin aldığı mal ve hizmetin bedellerini ödenek ya da nakit yetersizliği gerekçesi ile ödememesi ve ertelemesinin, kamu harcamalarının olduğundan az görünmesini sağladığı ifade edilen raporda, şöyle denildi: "Dolayısıyla bu tür harcamaların bütçelere yansımaması devletin mali işlemleri nedeni ile ülkenin karşı karşıya olduğu kamu finansmanı sorunlarının da gözardı edilmesine yol açmaktadır. Bu şekilde yaratılan yükümlülükler özünde ülkenin kamu kesiminin resmi borç stoku dışında yaratılmış yeni bir borçlanma türü olarak borç stokunun da eksik raporlanması sonucuna yol açmaktadır. Yaratılan ve eksik raporlanan bu türden yükümlülükler ise, mali disiplinin bilinçli ve kaliteli maliye politikaları sonucu sağlanıp sağlanmadığı konusunda tereddüt uyandırmaktadır. Devletin bütçe hesapları tutmadığı zaman yükümlülüklerini erteleyerek ve reel kesimi bu anlamda zora sokarak sağladığı bir bütçe disiplini kamuoyuna güven vermekten uzaktır." Raporda, bu tür borçların biriktiği alanların ağırlıklı olarak müteahhitlik ve sağlık kesimleri ile bu sonuncu kesim ile bağlantılı olarak Sağlık Bakanlığı ve döner sermayeler olduğu kaydedildi. Raporda, 2007 yılı bütçesinde açığın bir önceki yıla göre yüzde 200 artarak 13.9 milyar YTL'ye yükseldiği, yerel yönetim ve fon payı ödemelerinden kaynaklanan etki arındırılarak bakıldığında ise bütçe açığındaki artış oranının yüzde 138 olduğu belirtildi. Bütçe gelirleri arasında yer alan Türk Telekom hisse satış gelirleri ile özelleştirme kapsamında arsa satış gelirleri hariç, özelleştirme gelirleri dışarıda tutularak bütçe dengesindeki gelişmelere bakıldığında, 2006 yılı sonunda 7.2 milyar YTL olan bütçe açığının 2007 yılı sonunda 20.8 milyar YTL olduğu ifade edilen raporda, "Bu durum bütçe açığının özelleştirme ağırlıklı kaynaklarla kapatılmaya çalışıldığına işaret etmektedir" denildi. Raporda, 2007 yılı sonunda program tanımlı faiz dışı fazla performansının hedefin oldukça altında kalarak 21.7 milyar YTL düzeyinde gerçekleştiği ve hedefinin yüzde 68.4'ü düzeyinde kaldığı vurgulanarak, şöyle denildi: "IMF tarafından geçmişe yönelik olarak yapılan revizyonlar çerçevesinde bütçe performansına bakıldığında, 2007 yılı, programın uygulandığı sekiz yıl boyunca mali uyum açısından en düşük performansın yaşandığı yıl olmuştur. Öte yandan, kamu otoritesi tarafından açıklanan resmi bütçe rakamlarının da devletin gerçek mali durumunu yansıtmadığı dikkate alındığında 2007 yılında kamu maliyesindeki bozulmanın bilinenin çok üzerinde olduğu sonucuna ulaşmaktayız."
     

 

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
  DÖVİZ KURLARI

 

 

  MÜZİK ÇALAR
  HAVA DURUMU
  İL İL TÜRKİYE TANITIMI
Bugün 4 ziyaretçi (5 klik) kişi burdaydı!
website counter Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol