|
|
|
|
|
 |
|
 |
Anadolu Efes'te grev kararı çıktı
Anadolu Efes Biracılık ve Malt Sanayii A.Ş, Tek Gıda İş Sendikasının şirkete bağlı iş yerlerinde grev kararı aldığının şirkete tebliğ edildiğini bildirdi.
Anadolu Efes’ten Borsaya yapılan açıklamada, Tek Gıda İş Sendikası ile şirket arasında devam eden toplu iş sözleşmesi görüşmeleri çerçevesinde, Tek Gıda İş Sendikası Yönetim Kurulunun 12 Şubat 2008 tarihli toplantısında şirkete bağlı iş yerlerinde grev kararı alınmasına karar verdiği, söz konusu kararın bugün şirkete tebliğ edildiği vurgulandı.
Açıklamada, grev uygulama tarihinin ise sendika tarafından şirkete ayrıca bildirileceğinin belirtildiği, sendika ile toplu iş sözleşmesi görüşmelerinin yasal süre içerisinde halen devam ettiği kaydedildi.
Evlilik konseptli alışveriş merkezi 'Mary Mall' Nisan ayında açılacak
Porte Group tarafından yapılan "evlilik" konseptli Marry Mall alışveriş merkezinin 30 Nisan 2008 tarihinde açılmasının planlandığı bildirildi.
Dünya Ticaret Merkezinin karşısında bulunan EGS Business Park’ta yer alacak alışveriş merkezinin tanıtımı amacıyla düzenlenen toplantıda konuşan Porte Group Yönetim Kurulu Üyesi Beşir Ustaoğlu, 14 bin 599 metre karelik kiralanabilir alanda 136 bağımsız mağazadan oluşan alışveriş merkezinin, evlilik konseptine sahip alışveriş merkezi olarak Türkiye’de bir ilk olduğunu söyledi.
Alışveriş merkezinin bin 750 araçlık ücretsiz otoparkı bulunduğunu, karayolu, hafif metro gibi kolay ulaşım imkanlarına sahip olduğunu kaydeden Ustaoğlu, Atatürk Havalimanının karşısındaki konumu sayesinde İstanbul’a alışveriş yapmaya gelenleri Marry Mall’a çekmeyi amaçladıklarını ifade etti.
Sanko Holding Yönetim Kurulu Üyesi Ali Suavi Erengül ise 1998 yılında yapımına başlanan EGS binalarının şu anda tamamlanmış olduğunu, A ve B olmak üzere iki bloktan oluşan yapıda alışveriş merkezinin B blokta yer alacağını söyledi.
Erengül, binanın ofis bölümünün yüzde 80’inin, çarşı bölümünün ise yüzde 15’inin dolu olduğunu, evlilik konseptli alışveriş merkeziyle birlikte
bu doluluk oranının yüzde 60-70’lere ulaşmasını beklediklerini kaydetti.
Toplantıda verilen bilgilere göre, 30 Nisan 2008 tarihinde açılması planlanan alışveriş merkezinde gelinlikçiler, ev eşyasının satıldığı mağazalar, düğün fotoğrafçısı, kuyumcu, kozmetik, güzellik salonu, balayı için turizm şirketleri gibi evlilik için gerekli her şey bulunacak.
Bu arada, toplantıya aralarında Türkan Sabancı, Ülkü Adatepe, Türk Amerikan İşadamları Derneği (TABA-AmCham) Genel Başkanı Uğur Terzioğlu’nun bulunduğu davetliler de katıldı.
Bakan Şimşek'e 'ekonominin kırılganlığını farkında değil' eleştirisi
STANDART Bankası ‘Ülke Riski’ bölümü Başkanı ünlü ekonomist ve stratejist Dr. Mina Toksöz, Londra Ekonomi Üniversitesi'nde katıldığı seminerde, AKP'nin ekonomik politikalarının şimdiye kadar başarılı seyrettiğini fakat uzun vadede risk oluşturduğunu söyledi.
Büyük ilgi gören seminer Londra Sosyal Araştırmalar Merkezi (LCSS) tarafından LSE Türk Derneği işbirliğiyle düzenlendi. Economist dergisi Ortadoğu İstihbarat Ünitesi editörü olarak tanınan ve küresel ekonomi üzerine sayısız yayını bulunan Dr. Mina Toksöz, AKP'nin ekonomik politikalarını masaya yatırdı.
Türkiye'nin 1945 döneminden süregelen kesintisiz büyüme kaydettiğini ve elverişli küresel koşulların bu büyümeyi desteklediğini belirten Dr. Toksöz, bu doğrultuda başarının aslında kaçınılmaz olduğunu vurguladı. Dr. Toksöz, şöyle devam etti:
“AKP dönemi itibariyle enflasyon yüzde 50'den yüzde 10'a indirildi, yıllık büyüme yüzde 7'lere ulaştı, kişi başına düşen gelir düzeyinde ilerleme kaydedildi, yabancı yatırımda ciddi artma oldu ve Türkiye, bölgesinde önemli bir ekonomik güç haline geldi.'' Madalyonun iki yüzü olduğunu belirten Dr. Toksöz, “AKP'nin oy oranı yüksek olmasına rağmen, ve kaydedilen bazı ekonomik ilerlemelere rağmen, Türkiye'nin şu an da 30 milyar dolar enerji dışalımı var. Bunun yanı sıra Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) ülkelerinde ortalama faiz ödemesi yüzde 3- 4 arasında iken, Türkiye'de rakam yüzde 7- 8 arasında. Türkiye'nin önemli faiz yükü vardır ve ekonomik büyümeyi sürdürerek, bu sorumluluğu karşılaması gerekmektedir. Özelliştirme ile bunu başarmaya çalışan hükümetin, bugünkü küresel koşullarda işinin zor olduğunu söylemek lazım'' diye konuştu.
Bununla birlikte, 2008 yılının Türkiye için kötü bir yıl olmayacağını düşündüğünü belirten Toksöz, uzun vadede ekonomik durulma riskinin artacağından endişe duyduğunu ekledi.
REFORMLARIN DEVAMI GEREKLİ
Küresel ekonominin yavaşlaması ve ihracatın azalması söz konusu olduğu takdirde Türkiye’nin de ekonomik yavaşlama sürecine gireceğini ifade eden Dr. Toksöz, bu noktada alınması gereken önlemler arasında emeklilik, vergi, sosyal sigorta ve çalışma alanlarında kapsamlı reformlar yapılmasını önerdi.
Öte yandan, TİSK tarafından yapılan araştırmaya dayanarak, 50 milyon işgücü potansiyeli olan Türkiye'de, sadece 25 milyon insanın çalıştığına dikkat çeken Toksöz, bu rakamın genç nüfusta daha da çarpıcı olduğunu belirtti. 15- 29 yaş arası gençlerde yapılan araştırmaya göre, okumayan ve çalışmayan kişi oranı yüzde 25 olduğunu, oranın yüzde 60'ını kızların oluşturduğunu ve bunun ‘iç acıtan' bir istatistik olduğunu bildiren Dr. Toksöz, OECD ülkelerinde bu ortalamanın yüzde 10'larda olduğunu ifade etti. Diğer taraftan, Avrupa genelinde yaklaşık yüzde 50 olan ‘kadınların işgücüne katılım’ oranının ise Türkiye’de yüzde 24 olduğunu ekledi.
BAKAN ŞİMŞEK’E ELEŞTİRİ
Kemal Derviş'in IMF programından miras kalan bir ekonominin AKP tarafından bugüne kadar yürütülmeye devam ettiğini iddia eden Mina Toksöz, Devlet Bakanı Mehmet Şimsek'in kamu gözetiminden uzak durduğunu ve açıklama yapmadığını belirtti. Toksöz, Mehmet Şimşek'in bu anlamda etkisiz politikacı olduğunu savunarak “Şimsek, Türk ekonomisinin zedelenebilirliğinin ne kadar farkında bilmiyorum'' diye devam etti.
Polis teşkilatının eğitilmesi, işkencenin önüne geçilmesi ve ordu rolünün zayıflatılmasını pozitif gelişmeler olarak nitelendiren Toksöz, tartışmalı türban konusunun bu ekonomik iklimde irdelenmesini eleştirdi.
Citi Group: Yavaşlama var ama küresel resesyon olmayacak
Citi Avrupa Hisse Senedi Piyasası Ekonomisti Richard Reid, global büyümenin yüzde 3 civarında olmasını beklediklerini belirterek, "Yavaşlama var, ama küresel bir resesyon olmayacak" dedi.
Citi Group tarafından düzenlenen 2008 yılına yönelik piyasa beklentilerine ilişkin sohbet toplantısında global piyasalardaki duruma ilişkin bir sunum yapan Reid, ABD ekonomisine yönelik tahminlerde değişiklikler olduğunu ve geçen 3 ay içinde ABD’deki büyümenin tehlikede görülmeye başlandığını aktardı.
Reid, piyasanın hiç bu kadar kısa vadeli olduğunu hatırlamadığını belirterek, kısa vadeli aşırı endişe yerine yılın ikinci yarısında durumun ne olacağını düşünmenin ve buna göre hazırlık yapmanın daha doğru olacağını kaydetti.
Buna göre yılın ilk yarısında ABD’nin büyümesinde sıkıntı olsa da, ikinci yarıda mütevazi de olsa bir büyüme beklenebileceğini ifade eden Reid, "ABD’nin GSMH’sında 2008’in ilk 3 ayında negatif, sonraki çeyreklerde ise yüzde 1-1,5 gibi seviyelerde bir büyüme bekleyebiliriz" dedi.
ABD’deki yavaşlamanın ülke içinde ortaya çıkmış olması ve küresel ticaretin güçlü olmaya devam etmesinin, dünyanın geri kalan bölgelerine bu yavaşlamanın çok etki etmeyeceğine yorulabileceğini belirten Reid, "Global büyümenin yüzde 3 civarında olmasını bekliyoruz. Yavaşlama var, ama küresel bir resesyon olmayacak" görüşünü aktardı.
Dünyanın genelindeki büyümede ülkeler arasında farklar yaşanacağına işaret eden Reid, Çin ve Hindistan’ın yüzde 10 civarlarındaki bir büyüme oranıyla en hızlı büyüyen ülkeler olarak ortaya çıkmasının, Türkiye, Rusya, Mısır ve Polonya’nın aralarında bulunduğu bir grup ülkenin ise yüzde 4-6 aralığında bir büyüme ile orta seviyelerde olmasının beklendiğini aktardı.
"GÜNEYDEN GÜNEYE BÜYÜK SERMAYE AKIŞI VAR"
Geçtiğimiz 20 yıl içinde sermaye akımının yeni piyasalara yönelmesi şeklinde önemli değişimler yaşandığına dikkat çeken Reid, şunları kaydetti:
"Sermaye akışının en büyük kaynağını doğrudan yabancı yatırımlar oluşturmaya başladı. Ayrıca güneyden güneye büyük bir sermaye akışı var.
Bunlar da, şirketler arasında birleşme ve satın alma faaliyetleri ile ortaya çıkıyor. Piyasada riskten kaçınma ve endişe azaldıktan sonra en büyük itici güç, şirketlerin yeniden yapılanması olacak." Konuşmasının ardından soruları da yanıtlayan Reid, İMKB’nin son hareketlerde en fazla değer kaybeden borsalardan olmasında laiklik tartışmalarının etkisi bulunup bulunmadığına ilişkin bir soru üzerine, İMKB’nin son birkaç aydaki durumunda yabancı yatırımcının ekonomideki riski değerlendirmesinin rol oynadığı ve bunun politik bir karar olmadığı görüşünü aktardı.
Batı dışındaki sermayenin, Batı ülkelerinde satın almalarının artmasının buralarda bir korumacılık riski yaratıp yaratmayacağına yönelik bir soru üzerine ise Reid, ABD ve Avrupa’da ekonomilerin zayıf olması durumunda böyle bir korumacılığın ortaya çıkabileceğini söyledi.
"YTL VE FAİZLER KUVVETLİ KALDIKÇA ŞİRKET KARLARINDA SIKINTI OLMAZ"
Citi Hisse Senedi Yatırım Araştırmaları Türkiye Bölüm Başkanı Akın Tüzün ise kısa vadede riskten kaçışın İMKB’de ciddi düşüşe sebep olmasından dolayı uzun vadede yatırım için alım fırsatı olduğunu söyledi.
Tüzün, İMKB’deki düşüşe karşın faiz ve YTL’nin kuvvetli kaldığına işaret ederek, "YTL ve faizler kuvvetli kaldığı sürece şirket karları üzerinde sıkıntı yaratmayacaktır" dedi.
Şu andaki dalgalanmaya karşı Türkiye’nin güçlü olmasında FED faizleri ise Merkez Bankası faizleri arasındaki farkın yüksek olması ve yurt içinde yüksek döviz arzı bulunmasının rol oynadığını kaydeden Tüzün, bono piyasasının kuvvetli kalmasında da, buradaki yabancı payının sadece yüzde 17 olmasının önemli bir unsur olduğunu belirtti.
Akın Tüzün, "İMKB’de işlem gören Türk şirketlerinde 2008 için yüzde 22 kar büyümesi ve buna bağlı olarak yüzde 45’lik bir getiri bekliyoruz" dedi.
Geçmişte yaşanan 1994 ve 2001 krizlerinde, dış ticaret açığının finansmanında sıcak paranın önemli bir payı varken, şu anda bu açığın kapatılmasında sıcak para payının bulunmadığını ifade eden Tüzün, "Şu anda en büyük kalemi doğrudan yabancı yatırım oluşturuyor. Burada önemli olan bu 2008 yılında da devam edecek mi? Belki yüzde 10-15 düşük fiyatlarla da olsa Türkiye’ye sermaye akımının devam edeceğini düşünüyoruz" diye konuştu.
|
|
 |
|
 |
|
|
|
|
|
|
|
|
|